Bir
kazayla hayatı yıkılan, öğrendği gerçeklerle hayatı bir daha yıkılan birinin
hayata nasıl tutunduğunu gösteriyor bize.
Bu kız hayatında gerçekten çok şanssız
olmuş. hayatını yalanlar bütünü içinde gerçirmiş. Herkeze elinden geldiğince
yardım etmiş iyi davranmış ama çevresindekiler onu hak etmeyecek kadar kötüymüş
meğer. Kadersiz yavrum :’(...
Bu zavallım da hiçbirşeyi anlamadan dinlemeden
karar veren ve hayatını bu kararların pişmanlığıyla geçirmiş. Yazık!
Ama kızımızın karşılaştığı “ adamgibiadam”lardan birisi olur
kendisi. Ve bu “adamgibiadam”lar
maalesef sınırlı sayıda.
Shin In Jung:
NANKÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖRRR!
Bu kadının bize neyi gösterdiğine de değinmek istiyorum. Bu kadın bize ekmek veren elin nasıl ısırıldığını gösterdi.
Hatasını fark etti etmesine ama iş işten çoktan geçmişti ne
yazıkki. Ama hakettiği cezayı aldığını düşünüyorum. Vicdan azabı bu gibilere
verilecek enbüyük cezadır kanımca…
Kang Min Ho:
Bu şahs-ı berbat’ a da “NANKÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖRR!” diye bağırmak
istiyorum. Ama artık bu adama nasıl bağırırsak bağıralım yine de yetmeyeceğini
düşünüyorum ve susuyorum.
Bu adam geçmişte yaşadıklarının cezasını çevresindekilere
çektiriyor. Ve bu da onu hayatı boyunca süre gelen mutsuzluklara sürüklüyor.
Tamam kötü bir hayat yaşamış olabilirsin ama bunu neden başkalrına
çektiriyorsun ki?
Veee son olarak da hepimizin gönlünü çalmış olan bir “ruh
bekçisi”
5 yıl boyunca sadece 2 gün sevgilisinin yanında olmak ve ona
veda edebilmek için çalışmış olması beni çok etkilemişti. (yoksa yakışıklı
olması, karizmatik olması yada vb.özellikleri değil beni etkileyenJ)
Bu güzel yüzlü ama kötü kaderli kızımız ise geçmişte kendisi
için çook önemli olan birini kaybettiği için hala yas tutmaktayken. Canına tak
eden bu üzüntüsünü alıp kendini caddeye bırakıvermiştir. Ama bu girişim
başarısızlıkla sonuçlanıp kötü kaderli Ji Hyun’un başında patlamıştır.
“Bir yas bu kadar uzun süre tutulur mu?” diye sordum kendi
kendime ama eğer ölen kişi senin herşeyin olmuşsa ondan başka hiç kimsen yoksa
tutulur arkadaş!
Artık konuyu özetlersek biricik “elbebekgülbebek”imiz tanımadığı biri yüzünden kaderinde yokken
ölümle burun buruna gelir. Ve ona 49
günlük bir şans verilir. Bu 49 gün boyunca hayatını boşa geçirmediğinin ve
kendisini yürekten sevecek kişilerin olduğunu kanıtlamak için 3 tane saf
gözyaşı damlası toplamalıdır. İlk başta bu çok kolay gibi gözükse de Ji Hyun çevresini
tanıdıkça bunun o kadar da kolay birşey olmadığını anlıyor. Nasıl kolay olsun
ki en yakın arkadaşı ve onun kaderi olduğuna inandığı nişanlısı ona ihanet
ediyor.
Ji Hyun gözyaşı toplamak için Song Yi Kyung'un bedenini kullanıyor. Üniversite arkadaşlarını bulduğunda anlıyor çevresindeki insanların beş para etmez olduğunu .
Öyle veya böyle 49 gün boyunca uğraşıp 3 damla gözyaşını buluyor bulmasına da...o 49 günden sonra 6 güncük daha yaşayabiliyor... ama arkasında kendisini seven birçok kişi bırakarak veda ediyor hayata.
Bu yakarış:
J.H: Unni, teşekkürler. Ölmediğin için teşekkür ederim. Yine de neden canına kıymak istiyorsun bilmiyorum. Seni çok kıskanıyorum. Unni sen kendine ait bir bedeninin olmasının ne kadar önemli olduğunu bilmiyorsun değil mi? İstediğin şeye dokunuyor sıcaklığını hissediyorsun. Kendine ait bir sesin ve sesini duyurabileceğin kişiler var birine baktığında rahatça gülümseyebilirsin. Unni lütfen biraz güçlü ol. Unni biraz güçlü ol ki ben de yaşama tutunabileyim. Hayır, en azından yaşama geri dönebileyim.
Bu
anne
Bu
dilekler
Yeniden izlemiş gibi oldum. :( Büyük bir of çekmek istiyorum. Niye senarist niyee. Niye mutsuz son. O kadar sinir olmuştum ki. Daha önce izlediğim diziler mutlu sonla bitince ben son bölümü " Ehe he birazdan mutlu olacaklar yaa. Başrol ölmez kii." mantığıyla izlerken yıkılmıştım :( Ellerine sağlık bu aradaa. :)
YanıtlaSilevet yaa! ahh o senaristler ahh! dizinin sonu diye bildiğin işkence ettiler bize :(
SilYorumun ve beğenin için teşekkürler^^