Sayfalar

9 Eylül 2022 Cuma

Yankı

Evet... Sevgili blogg... Tahmin edersin ki benim kafamı yastığa gömüp saklambaç oynama zamanım geldi yine. E haliyle de kimseciklerin artık hatırlamadığı ve de uğramadığı bu tenha sokağa koştum. Buranın akustiği güzel. Kendi kendime konuştuğumda ses yankılanır dönünce sohbet hissi veriyor. Evet bir de işte kendi kendime konuştuğum duyulmasın diye seviyorum bu tenha sokağı. Bir çok şey değişti sevgili blog. Mesela ben mezun oldum... Artık bir jeoloji mühendisiyim. Bu koskoca lisans hayatımı doyasıya yaşayamadığım hissi çok çarpıcı oldu o diplomayı aldığımda. İstediğim şeyleri yapabildim mi, yeterli şekilde mezun oldum mu, ne yaptım ki ya da ne yapmadım? Tüm bu sorular çat çat kafamda patladı. Hayır sevgili blog. Üzgünüm ama yeterli hissetmiyorum. Olması gereken gibi bir jeolog değilim. Mühendis hiç değilim. Bir çok şey denedim çabaladım uğraştım kendimi geliştirmek adına bir sürü koşturdum. Olmadı bence. Yetemiyorum. Yere göğe sığamıyorum. Olmuyor. Bir de mezun olur olmaz hop diye girdiğim işim... Bir çok zaman ben burada ne yapıyorum diyorum. Neden buradayım? Kim bu insanlar? Benim hayatımda neredeler? Ailem ne bekliyor? 26 yaşındayım ne yaptım bu zamana kadar? Maddi olarak neye sahibim? Manevi olarak neye sahibim? Ailemden başka kimim var koşturup gelecek? Yalnız mı yaşasam yoksa yalnızlığı sevmiyor muyum? O kadar karışık o kadar kaotik düşünüyorum ki ben de yetişemiyorum ne istediğime. İnsanları alttan almaktan da bıktım. Çok seviyorum dediğim arkadaşlarımdan bir şeyler beklemekten bıktım. İnsanlar neden ben söylemeden anlamıyor bir şeyleri? Ya da daha doğrusu ben neden anlıyorum onların ne istediğini onlar söylemeden? Mesela ben neden kırıldığımda peşimden koşulup özür dilenmiyor da hiç bir şey yapmadan ben özür diliyorum? Alttan almaktan, insanların ne istediğine göre yaşamaktan, sorumlusu olmadığım sorumsuzlukların lafını yemekten yoruldum. Sahi ne yaptım bu zamana kadar ben? Kime yaşadım bu 26 yılı? O kırılmasın bu üzülmesin... eee ben? Parçalansam da sustum alttan aldım. Hem de yok artık öyle yapmayacağım diyemiyorum. Yapacağım çünkü. Özen gösterilmemek kalbimi kırıyor. Sahi özen gösterilmeyi hak etmiyor muyum sevgili blog? Peki özen gösterilmeye hak etmek için ne yapmak gerekir? Var mı bir cevabı? Yoksa ben sadece bir gölge miyim? İnsanların ayağına yapışık yaşayan kara bir lekeden mi ibaretim? Rengim yok mu benim sahi? Dikkat edilecek tek bir ışıltım yok mu? Özen gösterilecek kırılganlıkta değil miyim? Bilemedim işte. *** yankı sonu *** Pofuduk...