Sayfalar

24 Kasım 2012 Cumartesi

Öğretmeniiim canım benim canım benim

Öğretmen denilince aklımıza ilk ne gelir?
Benim aklıma güleç yüzlü hafif tombul saçları kırlaşmış bir adam geliyor. O benim ilk okul öğretmenim. Biz onun son öğrencileriydik. Bizi 6. sınıfa teslim ettikten sonra emekli oldu kendisi ve okulun son günü çok ağlamıştı. o çok güçlü görünen başarılı öğretmeni ilk defa ağlarken görmüştüm. Tüm sınıf ayrılıyoruz diye baya bir ağlamıştık ama ben daha çok ağladığımı düşünüyorum çünkü  ben o sene Ankara'ya geliyordum arkadaşlarım onu özlediğinde çıkıp ziyarete gidebilirlerdi. Ama benim gelmem çok zor olurdu.
Ankara'ya geldiğimiz sene yeni başladığım sınıfın ilkokul öğretmeni hala o kuldaydı ve çok tatlı bir kadındı. Beni kendi öğrencilerinden ayırmadı hiç ama öğrencileri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Hep bir kıskançlık hep bir fesatlık. ama bu kıskançlığın başı olan kız yalnız kaldı o çok güvediği arkadaşı gidiverdi başka okulaaaa :O. yalnız kalınca yakın durabileceği tek ben vardım çünkü başarılıydım ve o popülerliğini elden bırakıp da ne popüler ne de başarılı olanların yanına gitmezdi. o zaman anladım vakit geçirmek için arkadaş olmak ne demekmiş. zaten şu an onunla görüşmüyorum ve oradan görüştüğüm tekbir kişi var o da benim asla unutamayacağım bir arkadaşım( bazı sözleri gerçekten beni kırsa da onun altın gibi bir kalbi var)
neyse sonuç olarak o yıl ilk öğretmenler gününde tüm sınıf F. öğretmenin elini öpmeye gittik. ama bende bir hüzün var tabi ki. eve geldiğimde hüngür hüngür ağlıyorum"Beni A. öğretmenimi özlediiiim!"diye en sonunda babam telefon etti öğretmenime. konuşurken yine ağlıyordum ve oda bana ağlama ağlanacak bir şey yok gibisinden sözler ediyordu. Belki hala çok sevdiğim öğretmenlerim var ama A. öğretmenin yeri başkadır bende. Zaten okul denilince akla ilk gelen de ilkokul öğretmenimiz değil mi?
Tabi ki Ankara'da da bir sürü sevilesi öğretmen tanıdım. hepsi birbirinden şeker öğretmenler onlar. Mesela Ankara'daki okuluma ilk gittiğimde beni çok iyi karşılayan müdür yardımcımız K. hoca. dıştan bakınca çok sert ama aslında çok sevimli bir öğretmendi. daha sonra sınıfa ilk girdiğimde K. hocanın her söylediğine ingilizce cevaplar vermesiyle bana çok komik gelen A. hoca var. nasıl tatı bir adamdır o yahu! saçları kıvır kıvır hafiften önü açılmış ince bir adamdı. aynı okulda bir S. hoca vardı Türkçe öğretmenimiz o da çok tatlıydı (ki adaşım olur kendisi:). Bizim sınıfa çok kızardı çünkü ödev denen bir şey yoktu onlar için. kadın delirirdi resen sınıfta :D bana matematiği yapabildiğimi ilk fark ettiren öğretmen E. hocaydı. Onu da çok sevmiştim. o da çok iyi bir kadındı. Fen bilgisi öğretmenimiz H. hoca ve eşi sosyal bilgiler-tarih öğretmenimiz M. hoca (ne kadar zor sorsa da) asla unutamayacağım öğretmenlerdendir. O okulda çok iyi arkadaşlar edinememiş olabilirm ama çok iyi öğretmenşler tanıdığım kesin. Her öğretmenin aklına herhangi bir proje ya da herhangi bir faaliyet olduğuna ilk ben gelirdim.
Liseye geçtim ve dersler çok zorlaştı haliyle. önceki senenin öğetmenlerini çok arıyordum. ama daha sonra sorunun bende olduğunu anlayıp yapıştım derslere. ama matematik hala benim için fiyaskoydu. Bu sırada devreye babamın yeğeni olan ve benim 8. sınıfa kadar destek aldığım M. abi girdi. kendisi her ne kadar 8. sınıf matematik öğretmeni olsa da bana çok yardımı dokundu. SBS'ye beraber hazırlandık, okul tercihin beraber yaptık. Çok sert bir öğretmendir. sadece öğretmenlik hayatında değil normal hayatta da serttir. Ama bence çok iyi bir adam. Benim resmi olarak hiçbir zaman öğretmenim olmasa da bana not vermese de benim öğretmenim diyebileceğim kişidir kendisi ve üzerimde çok emeği vardır.
Lisedeki matematik öğretmenim de çok iyi bir adam. çok bilgili ve alanında uzman denilebilecek bir öğretmendir. Zor sorar ama soruların çoğu zaten defterlerimizde bulunur. bizi en iyi tanıyan öğretmelerdendir. O. hoca da lisedeki edebiyat-dil anlatım öğretmenim. Nasıl şeker nasıl iyi bir adam o yahu. çok değer verdiğim ve "Pofuduk şöyle bir görev-iş var yapar mısın?" dediğinde asla kıramayacağım yegane öğretmendir.
Ve son olarak da geçen yaz gittiğim ingilizce kursundaki D. hoca. Eşini 2 yıl önce kaybetmiş çok güçlü bir kadın. Her şeye rağmen hala yüzünden gülümseme eksik olmuyor. Hayata iyi yönünden bakmayı çok iyi biliyor. 
Hayatıma öğretmen olarak değil de kahraman olarak giren birisi daha var. Mustafa Kemal ATATÜRK. Her ne kadar onu görememiş olsak da bizim bugün hala varolmamızı sağlayan yegane öğretmen o dur.
İşte benim öğretmenlerim. Hepsi de benim için ayrı ayrı değerli ve hepsi de iyi ki hayatıma gidiler.
Tüm Öğretmenlerin Öğretmenler Günü kutlu olsun.İyi ki varsınız! 










17 Kasım 2012 Cumartesi

Kiler ve Kitap ve %50 İndirim

Bugün o kadar bunaldım ki anlatamam. 1 haftadır hunharca evet hunharca ders çalışıyorum. izik ve kimya... Dün akşam eve geldim ve koşa koşa dershane etüdüne gittim. İlk dersim fizikti. Sonra kimya etüdü almıştım. kimyadan sonra tekrar fizik etüdüne girdim. (pazartesi ve salı arka arkaya fizik ve kimya sınavım var. o yüzden bu hızım ve çabam.) Dün etütlerden çıktım bu gün için normal dershane saatinden 1 saat sonraya tekrar fizik ve kimya etüdü aldım. Ama dershaneye gidip de ilk dersten çıkınca kendimi kötü hissetmeye başladım. İçim sıkılmaya kalbim sıkışmaya başladı. Acayip bunaldığımı o an anladım. Zaten bir haftadır çalışıyordum bir de arka arkaya olunca fena bunalttı beni. Dershanedeki arkadaşlarımın hepsi de kendimi çok yorduğumu, bu gün biraz dinlenmemi, daha sonra devam etmemi söylediler. Ben de etüt planlayıcımızın yanına gidip "Hani ben etüt almıştım dün akşam?" gibi bir cümleye başladım kadının gözlerinden hatırladığını anlayıp(bir cesaret) devam ettim "Ya ben çok bunaldım yaaaa! Bu günkü etüdleri iptal edebilr miyiz?" dedim. :D. hoca da hemen gülümseyip iptal etti etüdümü (canım yaaa yerim ben seniii^^). Ben de annemi arayıp haber verdim etütleri iptal ettiğimi.(Ailem her kararımda arkamdadır. Onların bu huyuna bayılıyorum :)) Annem de hemen dedi ki "o zaman  otobüsten erken in de şu istediğin mağazaya bir bakalım"

[Buraya kadar sıkılmadan triplerimi okuyan herkese çooook kocaman öpücüklerimi sunuyorum^^]

Yani annemin bu sözü "çok bunaldın hadi bir dolaşalım." anlamına geliyor. Ama o görmek istediğim mağazanın eve yakınlığı açısından da "Ama öyle çok fazla alışveriş yok. Sadece biraz hava alacağız!" anlamına gelir.:P

Biz o mağazadan açıkçası hiç bir şeyi beğenmeyince de beni kitap alışverişi açısından çok sevdiğim Kiler'e daldık. Oralardan aldığım bir çok kitap kaliteli, orijinal ve indirimli olduğundan her ay mutlaka bir kere uğrarım.

Kiler'e girince birkaç hafta önce fark ettiğim ama yanımda para olmadığından faydalanamadığım  %50 kitap indirimini hatırladım. Hemen girişteki kitaplığa koştum. Ama boş olduğunu görünce büyük bir hayal kırıklığıyla arkamı döndüm:( Nasıl olmuştu da böyle bir indirimi kaçırabilmiştim daha da kötüsü nasıl unutmuştum : '(...

Arkamı dönüp birkaç adım atınca yüzümün ifadesi tamamen değişti. Karşımda büyük bir stant vardı ve üstü silme kitap doluydu! Kenarlarında o aşık olunası "%50 indirim" yazısı asılıydııııı! Hemen saldırdım tabi. Ellerim hemen Sherlock Holmes'lara gitti. Daha sonra hemen karşımda duran annemin baktıklarını gördüm. Annem benim hangi kitapları istediğimi iyi bilir  o yüzden uzunca bir süredir almak istediğim ama hep arkadaşımın sıkıcı demesi üzerine uzak durduğum Mucizeler Dükkanı'nı uzattı. (hayır aslında çoğu kez başkalarının fikirleri okumak istediğim kitabı okumama engel değildir) Bir sürü kitap sıraladık bir anda kolumuza. Ama bunlara yeterli bütçeyi yine yanımıza almamıştıııık:(
ben de benim için çok zor bir seçime giriştim. Sherlock'ları bıraktım. Mucizeler Dükkanı'nı ve devamı olan kitapları bıraktım. 5 kitaba indirgedim hepsini ama bunlardan 2 sine(Sherlock Holmes ve Benim Çılgın Ailem) daha (sonra almak üzere) görüşeceğiiiz dedim. Elimde 3 tane kitap kaldı. Geride bıraktıklarımı da alacağım çok yakındaaaa:(

biraz karanlık ama yeniden çekmeye çok üşendiiim


İşte kitaplarım!! Hepsi orjinal ve %50 indirimliiii!!!






 



Aşk Tanrıçası'nın Yemek Okulu'nu daha önce bloglarda dolaşırken görmüştüm. Ama hiç karşıma çıkmamıştı bulunca hemen kaptım. Tek kalmıştı da ^^. Baharat Kokulu Hayatlar'ı daha önce hiç duymamıştım. Ama adı bile huzur verici geldi. Biraz da Yamak Ahmet dizisini hatırlattı. Pembe Karanfil'i de duymamıştım ama kapağına bayıldım.




Bu yazıdan çıkarılması gereken ana fikir: Kiler'de birsürü muhteşem kitap %50 indirimli neden hala oturuyorsun kitapkurdu!



10 Kasım 2012 Cumartesi

8 Kasım 2012 Perşembe

Aknelerimiz bize neler anatıyormuş meğer O_o

        Az önce blog blog gezinirken hoş bir fincan gördüm eğilip içine bakınca da muhteşem görünümlü kahveyi... Birfincankahve'nin blogunu keşfettiğimi anlatmaya çalışıyordum olmadı mı sanki? neyse gerçekten ilgi çekici kitapları var (makyaj üzerine de çok güzel yazıları var ama beni en çok kitaplar çekti^^) . Bir çoğunu aldım listeme dersler hafifler hafiflemez edinmek istediğim kitaplar bunlar(gerçi almak istediğim kitapların listesi boyumu geçmiştir bile ama olsun istiyorum işteeee :P ).

       Velhasılıkelam oralarda dolanırken bir yazı takıldı gözüme Aknelerin ne söyledikleri ne anlama geldiklerini açıklayan bir yazı. benim sivilcelerim genelde 7-8de. evet su çok fazla içmiyorum.
hadi bakalım sizin sivilceleriniz ne anlatmaya çalışıyor buradan lütfen. yorumlar bekliyorum hadi bakalım^^

5 Kasım 2012 Pazartesi

HAYAT

Hayat;

Bazen bir başın sağ olsun sözünü söylemek kadar basittir,
Bazen de o söze yüklenen anlamlar kadar zor...
Bazen umuda tutunarak çıkılan yol kadar uzun,
Bazen de bir ömür kadar kısa... 
                                                                                      ...POFUDUK...